Gezmeler ,Tozmalar :))

Gelelim güzel yazılara..
Yiğit hasta olmadan önce gezimiz başladı..İlk durak Uşak..Babasıyla düşündükte bebeğimiz daha yaşını doldurmadan bayagı yer gezmiş oldu:))ana topraklarını ziyaretler tamamlandı:))ilk Adana sonra Uşak..Memleketlerini bilmesi iyi birşey herhalde :p
Ben  İstanbul'da büyüdügüm için anadolu şehirleri hep bir değişik geldi bana..Ama Uşak bunların içinde en küçük olanı galiba:)
Eşimin kardeşinin düğünü nedeniyle gittik Uşağa.
Tarihi restore edilmiş evleri, Karun hazineleri , özel tarhanası ile miniminnacık bir şehir..ama bu sıcak günlerde İstanbul da hava çok sıcakken orda kapı pencere kapalı uyuduk..Yaklaşık 1000 m rakımda bu şehir o yuzden nem yok ter yok..havası süperdi diyebilirim..
Sonraki durak Assos oldu bizim için:))biz yolumuzun ustu sanıyorduk ama oldukça uzak olduğunu varınca anladık..Ama değdi doğrusu..Burası bir volkanın eteğinde kurulmus kendine has taşları ile unlu tepelerden iner inmez bizi taş evlerin karşıladıgı sıcak insanlarla dolu ,şirin mi şirin avuçiçi kadar bir sahil yeri..
Denizi muhteşem ve mavi bayrak..sadece çakılları kotu..yuzdukten sonra çıkmak hayli zor:))
Tepede Behramkale ve Athena tapınagını da gezmeden gelmeyin..Bir zamanlar Aristo'nun da yaşadığı ve ders verdiği bu güzel yer bizi kendine hayran bırakıyor doğrusu..
Kış aylarına doğru felsefe öğrencileri ve hatta halktan katılmak isteyenlerde burda bir araya gelip şarap eşliğinde tanısıp burda eski zamanlara yelken açıyorlarmış guzel sohbetlerle..onceden kayıt olmak gerekiyor bu topluluga katılmak için..
Birde dondurmasına değinmeden geçemicem..Bence enfestiii!!!